Aile ve Miras Hukuku
Bu iki hukuk dalı, Türkiye’de Medeni Kanun içerisinde düzenlenmiş olan hukuk dallarıdır. Medeni Kanun öncesinde Mecelle’de düzenlenmiş olan bu iki hukuk dalı, insan ihtiyacından ve insanlar arasındaki görüş ayrılıklarından doğmuştur ve düzenlenmesi diğer hukuk dallarına göre nispeten daha önce olmuştur.
Aile hukuku; aile içi ilişkileri ve aile üyelerinin hukuki hakları ile yükümlülüklerini düzenleyen hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı; evlilik, boşanma, çocukların velayeti, gözetimi ve mali sorumluluğu, aile içindeki ekonomik ilişkiler ve diğer benzeri konuları kapsar.
Miras hukuku; insanların ölümlerinden sonra varlıklarının nasıl dağıtılacağını düzenleyen hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, mirasçıların haklarını, mirasın nasıl dağıtılacağını, mirasın geçerli olup olmayacağını ve diğer benzeri konuları kapsar.
Miras Hukuku Nedir?
Miras hukuku, çeşitli düzenlenmeler içeren ve bu düzenlemelerin kanun ile güvenceye alındığı bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, bir kişinin vefat etmesiyle geçerlilik kazanmaya başlar. Ölen kişiye muris denir ve sahip olduğu malvarlığı tereke kavramıyla anılır.
Kişinin vefatı ile terekenin içerisinde nelerin olduğu, bu tereke içerisindeki varlıkların ve borçların nasıl dağıtılacağı, kimlerin mirasçı olduğu, bu mirasçıların ne türde haklara sahip olduğu gibi konular mevzuat çerçevesinde açığa kavuşturulmaya çalışılır. Bu hukuk dalında bazı önemli anlar ve kavramlar vardır.
Bunlar arasında;
- Mirasın tespit edilmesi: Hangi varlıkların ve borçların miras kapsamında olduğunun belirlemesidir. Varlıklar, yükümlülükler ve haklar; mirasın içerisinde yer alan öğelerdir.
- Mirasçıların belirlenmesi: Mirası alacak olan kişilerin belirlenmesi ve akabinde miras paylarının mirasçılara tayin edilmesidir.
- Miras sözleşmeleri: Mirasın nasıl dağıtılacağının belirlendiği veya mirasın nasıl değiştirileceğinin belirtildiği sözleşmelerdir.
- Miras yükümlülükleri: Mirasçılar tarafından mirasın dağıtılması sırasında yerine getirmesi gerekli olan yükümlülüklerini anlatır.
- Miras çekişmeleri: Mirasın dağıtılması sırasında mirasçılar arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkların çözümüdür.
- Geçersiz miras: Mirasın geçersiz olduğu durumların tanımlanması için kullanılır.
Miras hukuku, yasalar aracılığıyla düzenlenir ve ülkelere göre farklılık gösterir. Hukukta miras, bahsedilen kavramlar çerçevesinde düzenlenir ve terekenin dağıtılmasıyla birlikte kişi özelinde sona erer.
Kaç Çeşit Mirasçı Vardır?
Mirasçıların kimlerden oluştuğu, Türk Medeni Kanunu’nda ayrıntıları ile açıklanmıştır. Mirasçılar, yasal ve atanmış mirasçılar ayrılır.
Atanmış mirasçılar, ölen kişinin hayattayken mirastan pay alabilmesi için atamış olduğu kişi ya da kişilerden oluşur. Bu kişiler, gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişilerden de oluşabilir.
Miras hukuku için asıl önemli olan yasal mirasçılardır. Bu kişilerin atanmasına gerek yoktur. Soy bağı gereği mirasçılık sıfatına haiz olurlar ve baba mirası içerisinden pay almaya hak kazanırlar.
Atanmış mirasçılar; altsoy, eş, anne, baba, evlatlık kişi, kardeşler ve onların altsoyları, amca, hala, teyze, dayı, dede, nine ve devlettir.
Ancak bu kişiler aynı anda mirasçı olarak tereke üzerinde hak iddia edemezler. Mirasın taksim edilmesinde belirli bir düzen vardır. Bu düzen içerisinde belirli yasal mirasçıların olmaması bir sonraki mirasçıya ilerlenmesine sebep olur.
Sağ Kalan Eşin Miras Payı Nedir?
Miras hukuku içerisinde zümre mirasçılığı söz konusudur. 3 tane zümre vardır. Sağ olan eş ise bu 3 zümre içerisinde de yer alır.
Zümre sayısı arttıkça ya da daha doğru tabirle bir sonraki zümreye geçildikçe eşin miras üzerindeki payı ve oranı azalır. En yüksek pay ve orana ise 1. zümre içerisindeyken hak kazanır. Miras hukuku açısından sağ olan eşin miras hakkı şu şekilde özetlenebilir.
Sağ olan eşin miras üzerinde hak sahibi olduğu oranlar;
- 1. Zümre ile mirası paylaşması durumunda; mirasın 4’te 1’idir.
- 2. Zümre ile mirası paylaşması durumunda; mirasın 2’de 1’dir.
- 3. Zümre ile mirası paylaşması durumunda; mirasın 4’de 3’üdür.
Açıkça görüldüğü üzere miras üzerinde paylaşıma dahil olacak olan zümre sıralaması ileriye doğru gittikçe eşin miras üzerinde payı artar.
Saklı Paylı Mirasçılar Nelerdir?
Saklı pay, mirasın bir kısmının belirli bir süre boyunca kullanılamayacağını ancak gelecekte paylaşılması gerektiğini belirleten hukuki bir kavramdır.
Bu kavram belirli oranlara sahiptir ve mirasçılar arasında farklılık gösterir. Saklı pay mirasçıları ve sahip oldukları saklı pay oranları tamamen mevzuatlarda belirlenmiştir. Değiştirilmeleri söz konusu değildir.
Saklı pay mirasçıları arasında; altsoylar, anne ve baba ile eş vardır. Saklı pay açısından sahip oldukları oranlar ise yasal mirasçı olarak sahip oldukları miras payının belirli bir oranı şeklinde düzenlenir. Alt soylar için 2’de 1’i, anne ve baba için 4’te 1’i, eş için ise birinci veya ikinci zümre ile paylaşım yapıyorsa tamamı, üçüncü zümre ile paylaşım yapıyorsa 4’te 3’üdür.
Tenkis Davası Nedir?
Miras hukuku açısından tenkis davası, muris hayattayken ihlal ettiği saklı paylı mirasçıların paylarının, kişinin ölümü sonrasında muris sıfatını kazanmasıyla birlikte saklı paylı mirasçılar tarafından saklı payların geri alınmasına yarayan bir dava çeşididir. Yenilik doğuran bir dava olarak bilinir.
Tenkis davasında davacı; payına tecavüz edilen saklı pay mirasçıları, takipteki alacaklılar ve iflas masası memurları olabilir. Davalı ise saklı payı elinde bulduran kişi ya da kişilerdir. Davacıların, acz vesikası bulundurmaları gerekir. Bu dava öğrenmeden itibaren 1 yıl içerisinde ve herhalde iyi niyetliye karşı 10 yıl – kötü niyetliye karşı 20 yıl içerisinde açılır.
Vesayetname Çeşitleri Nelerdir?
Miras hukuku içerisinde yer alan en önemli kavramlardan birisi de vasiyetnamedir. Vasiyet nedir sorusunun cevabı olarak ölüme bağlı tasarruf şeklinde bir tanımlama yapılabilir. Ölüme bağlı tasarruflar ise vasiyetname ile miras sözleşmesi olarak adlandırılan kavramlardan oluşur.
Toplamda 3 çeşit vasiyetname vardır. Bunlar arasında;
- El yazısı ile yazılmış olan vasiyetname,
- Resmiyete bağlanmış olan vasiyetname,
- Sözlü vasiyetname, türünden vasiyetnameler vardır.
Sözlü vasiyetname sadece belirli durumların varlığı halinde geçerli olur. Kişi, yakın bir ölüm tehlikesi içerisinde bulunmalıdır ve yazılı vasiyetname hazırlayacak bir durumda olmamalıdır.
Aile Hukuku Nedir?
Aile hukuku; evlilik, boşanma, çocuklar ve aile ilişkileri gibi konuları kapsayan bir hukuk dalıdır. Bu hukuk dalı, devlet yasaları tarafından belirlenir ve bu yasalar içerisinde yer alan evlilik, boşanma, çocuk bakımı, velayet gibi kavramlar ön plana çıkar.
Velayet Davası Nedir?
Velayet davası; çocuğun yetiştirilmesi, bakımı veya kontrolü ile ilgili olarak annenin ya da babanın çocuğun velayet hakkını alması için açtığı bir dava olarak tanımlanabilir.
Bu davanın öncesinde tarafların boşanmış olması gerekir. Bu dava türü, çocuğun velayet hakkının belirlenmesi, değiştirilmesi ya da paylaşılması gibi gereklilikler ortaya çıktığında açılabilir.
Taraflar arasında evlilik devam ettiği sürece velayet hem anneye hem de babaya aittir. Evlilik birliği bozulmuş ise velayet hakkı anneye aittir.
Çocuk evlilik birliği dışında doğmuş ise annenin öldüğü ya da akıl hastası olduğu bir durumda babanın velayet hakkı çocuğu tanıyıp tanımadığına göre değişir. Tanımış ise velayet hakkı vasinin ya da babanındır. Bu hakkı hâkim tesis eder. Tanımamış ise velayet hakkı kesin olarak vasinindir.
Aile Ve Miras Hukuku Mecellede Yer Alır Mı?
Mecelle, Osmanlı döneminde yürürlükte olan günümüzün medeni hukuku olarak adlandırılan bir hukuk alanıdır. Günümüzdeki kadar detaylı olarak hazırlanmış olmasa da aile ve miras hukuku konularında çeşitli düzenlemeler barındırır.
Sonuç
Miras hukukunda yer alan zümre çeşitliği, saklı pay oranları ve mirasçıların hangi zümrelerle mirasçı olacağı gibi hususların karmaşıklığı, açılacak olan davaların belirli prosedürler öngörmesi ve belirli bir süreye tabi olması geri dönüşü olmayan ve yanlış yapıldığında hukuk düzeni tarafından verilmiş olan hakkın tamamen kaybedilmesi gibi sonuçlara yol açabileceğinden bahisle mutlaka hukuki danışmanlık gerektiren konular arasında yer alır.